Türkiye, İsveç’ten iadesini istediği isimler konusunda somutlar adımlar atmasını isterken Stockholm idaresi ise İspanya’nın başşehri Madrid’de imzalanan mutabakata uyduğunu tez ediyor.
Sık sık terör örgütü sempatizanlarının şovlarına sahne olan İsveç, Ankara’nın güvenlik kaygılarını şimdi karşılayabilmiş değil.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü hareketlerinin yanı sıra Kur’an-ı Kerim’in gaye alındığı ülkeye, “NATO için bizden takviye beklemeyin” iletisi vermiş, “İsveç boşuna uğraşma. Sen benim kutsal kitabım Kur’an’ın yakılmasına, yırtılmasına müsaade ettiğin sürece biz sizin NATO’ya girmenize ‘evet’ demeyiz” sözlerini kullanmıştı.
İbrahim Kalın: İsveç’e açık ve net bir biçimde söz ettik
Anadolu Ajansı (AA) canlı yayınında gündeme ait açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NATO’ya üye olabilmesi için Türkiye’nin kaidelerini yerine getirmesi beklenen İsveç’in verdiği taahhütleri yerine getirip getirmediği konusunda üçlü sistem çerçevesinde İsveç’ten taleplerinin muhakkak olduğunu anımsattı.
Türkiye’nin taleplerinin şimdi büsbütün karşılanmadığını vurgulayan Kalın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
İsveç tarafına biz birçok kez açık ve net bir halde tabir ettik. En son önceki hafta Ankara’da bizi ziyaret eden İsveç heyetiyle de bunları paylaştık. Nizamlı olarak hem Dışişleri Bakanımız hem de İsveç ismine bu müzakereleri yürüten mevkidaşımla bu mevzuları tertipli olarak görüşüyoruz. Finlandiya’nın NATO üyeliğinin Meclis’imizde onaylanmasından sonra kendileriyle yaptığımız istişarede bir sonraki toplantıyı haziran ayının birinci haftası ya da ikinci haftası yapma konusunda mutabık kaldık. Niçin haziran ayının ortası? Zira 1 Haziran’da yürürlüğe girecek olan terörle gayret yasası İsveç hükümetinin bu adımı atmasını kolaylaştıracak bir yasa. O vakte kadar ne yapacakları, ne kadar adım atacakları, ne kadar süratli davranacakları büsbütün kendilerine bağlı bir husus.
“Yasanın yürürlüğü girmesiyle İsveç’ten kaideleri yerine getirme istikametinde bir adım bekliyor musunuz?” sorusu üzerine Kalın, şunları kaydetti:
Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği
Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği konusunda Türkiye’nin beklediği adımları attığını lisana getiren Kalın, emsal adımları atması konusunda İsveç’in önünde mahzur bulunmadığını kaydetti.
“Tek mahzur, kendilerinin bize bu taahhüt ettikleri mevzuları yerine getirmeleri” sözünü kullanan Kalın, bunları ‘terör propagandası yapılmaması, Türkiye aleyhine faaliyet yürütülmemesi, FETÖ ve PKK’yla ilgili somut, gözle görülür, tatmin edici adımlar’ olarak sıraladı.
Kalın, dedi.
“Bizim Kızılelma’mız var, diğer alternatiflerimiz var”
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğiyle ABD’yle yürütülen F-16 sürecinin birbirinden farklı mevzular olduğunu vurgulayan Kalın, Türkiye’ye bunun üzerinden bir baskı kurmaya çalışmanın da anlamsız olduğunu ABD’li muhataplarına ilettiğini söyledi.
Ben o vakit açıkça, ‘Bakın sayın senatör siz bunda ısrar ederseniz, Türkiye İsveç’i, Finlandiya’yı kabul etsin ondan sonra F- 16’ları onaylarız derseniz. Biz de tam zıddını size söyleriz’ dedim. Biz de o vakit, ‘Siz F-16’yı yapana kadar, F-16’ları onaylayana kadar biz de İsveç’in üyeliğini onaylamıyoruz’ deriz. O vakit ne olur? Bu türlü bir sessizlik oldu natürel. Yani bu süreci yalnızca tıkarsınız. Bunların bu türlü ilişkilendirirseniz yanlış bir yola girersiniz. Biz F-16 programının elbette devam etmesini istiyoruz. Hava Kuvvetlerimiz açısından, Türk Silahlı Kuvvetleri açısından değerli bir programdır, bunu yapmak istiyoruz. ABD ile bu hususta bir görüş birliğine varıp bu programı ilerletmek istiyoruz ancak açıkça şunu da söyleyeyim. Aman kesinlikle bu olsun, olmazsa yarın bizim güvenliğimiz ortadan kalkar modunda da değiliz açıkçası. Olursa elbette düzgün olur lakin Türkiye’nin öteki alternatifleri de var.
Kalın, Türkiye’nin ulusal savunma sanayi alanında muazzam gelişmeler yaşadığını ve bunların daha da ilerleyeceğini işaret ederek en son Bayraktar Kızılelma’nın orta menzilli uçuş testlerini tamamladığını hatırlattı.
Türkiye’de çağdaş, savaş konseptini değiştiren gelişmeler yaşandığını aktaran Kalın, SİHA’ların yetkinliklerini Libya’da, Karabağ’da Suriye’de ve Irak’taki operasyonlarda tekraren ispat ettiğini kaydetti.
Kalın şöyle devam etti:
Bunların ardı gelecek, bu teknoloji süratle büyümeye, gelişmeye devam edecek. Biz öteki alternatifleri de araştırıyoruz. Yani Tayfun uçaklarını İngilizlerle konuşuyoruz. Kendi ulusal muharip uçağımızın şu anda testleri yapılıyor. Onlar gelişecek. Yani buna biraz orta, uzun vadede baktığınız vakit önümüzdeki 5-10 yıllık üzere bir perspektifle baktığınızda inanın bugün kimilerinin, ‘Büyük bir kriz çıkmaz’ vesaire üzere takdim ettiği F-16 ve öbür mevzular çok tali, ikincil sıkıntılar haline gelecek. Türkiye öbür imkan ve kabiliyetlere hakikat ilerleyecek. F-16’yı vermeyene biz, ‘Bizim Kızılelma’mız var, bizim ulusal muharip uçağımız var, bizim öteki alternatiflerimiz var’ deriz. Bundan kendileri pişman olurlar, Türkiye buradan bir şey kaybetmez, güçlenerek çıkar.
