Hollanda’da dünyaya gelen 29 yaşındaki Lisanne Hillen, eğitimini İngiltere’de tamamladı. Yüksek lisans eğitimi sırasında Alp Ayaydın ile tanışan Hillen, 3 yıl evvel de Aydın’a geldi.
OKUL DIŞINDA SOKAK HAYVANLARINA KABIYOR
“Türkiye benim memleketim oldu” diyen Hillen, geçen sene Ayaydın ile dünya konutuna girdi.
Kısa müddette kente alışan ve Türkçe öğrenen Hillen, özel bir kolejin sahibi olan eşine okulun finans bahislerinde yardımcı oluyor.
Öğlene kadar okuldaki işlerini tamamlayan Hillen, günün geride kalan vaktinde ise sokak hayvanlarına yönelik çalışmalar yapıyor. Sokak hayvanlarının bakımı için kentte 3 farklı nokta oluşturan Hillen, aracına aldığı yem ve bakım materyalleriyle sokak sokak dolaşıyor.
Hillen, sokak hayvanlarını besleyip bakımlarıyla da yakından ilgileniyor. Hollandalı gelin, sahiplendiği 4 hayvana da meskeninde bakıyor.
Sağlığına kavuşturduğu köpekleri sahiplendiren Hillen, kimilerini da gerekli prosedür ve müsaadeleri aldıktan sonra yurt dışındaki ailelere gönderiyor.
“KÖPEKLER, İNSANLARIN YANINDA OLMALI”
Hillen, Türkiye’nin tabiatının ve insanlarının kendisini çok etkilediğini söyledi.
Hollanda’da sokak köpeklerinin olmadığını, tamamına yakınının vatandaşlar tarafından sahiplenildiğini aktaran Hillen, “Burada sokak köpeklerinin çok fazla olduğunu görünce bir şey yapmak istedim. Köpekler insanların yanında konutlarında bahçelerinde olmalı. Onların tek istediği biraz sevgi ve yemek.” dedi.
“ONLAR ÇOCUKLARIM GİBİ”
Köpekleri çok sevdiğini aktaran Hillen, okuldaki işlerinden kalan vaktini hayvanlara ayırdığını lisana getirdi.
Sokak hayvanlarının yaşadığı yerleri temizlediğini anlatan Hillen, “Sokak hayvanlarına nizamlı olarak su ve yemek götürüyorum. Onlardan çok büyük güç alıyorum. Onlar benim çocuklarım üzere.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE KENDİMİ KONUTUMDA HİSSETTİM”
Hillen, Türkiye’ye büyük bir hayranlık duyduğuna dikkati çekti.
Türkiye’yi çok sevdiğini anlatan Hillen, “Hollanda ve İngiltere’de yaşadım fakat Türkiye’ye gelince kendimi konutumda hissettim. Türkiye benim memleketim oldu. Burada beşerler çok sıcakkanlı. Bana çok uygun davrandılar. Kendimi Türkiye’de hiç yabancı hissetmedim. Kültür farklılıkları olsa da ben burada aslında yabancı bir gelin değilim.” dedi.
Alp Ayaydın ise eşinin hayatını sokak hayvanlarına adamasının kendisi için gurur verici olduğunu tabir etti.
Eşinin Türk kültürünü çabuk benimsediğini aktaran Ayaydın, kısa müddette Türkçe öğrenmesinin herkesi şaşırttığını kelamlarına ekledi.
