Rize’de atma türkü geleneğini yaşatmak isteyen sanatçı Fatih Aksoy, 9 yaşındaki kızına atma türkü sevgisini aşılıyor. Meskende kemençe çaldığı sırada odanın dışarısından müziğe eşlik eden 9 yaşındaki Ayşegül Aksoy’u duyan babası Fatih Aksoy müziğe olan kulağını fark etti. Kızını yanına çağırdı ve kendisi çaldı kızı söyledi. Bir mühlet birlikte müzik söyleyen baba kız daha sonra birbirlerine atma türkü atmaya başladı.
“BABAYA KARŞILIK VERİYOR ATMA TÜRKÜ İLE…”
Kızındaki cevheri kendisi kemençe çaldığı sırada kızının ona eşlik etmesinden fark ettiğini lisana getiren Fatih Aksoy “Kemençe işiyle uğraşıyorum, mesleğim şairlik. Çocukluğumdan beri müzik söylerim, bizde bir merak müzik söylemek. Kemençeye babamın dayısı Koçal dayı öldükten sonra bir merak sardı. O çok hoş kemençe çalardı. Başladım kemençe çalmaya. Yaşımız ilerledikçe düğünlerde türkü söylemeye başladık, şenliklere çıkmaya başladık. Kemençe işi oldu kemençe çaldık, olmadı inşaatlarda boyacılık yaptık. Her baba kesinlikle benim yerimde olmak ister. Yeni doğmuş bir çocuğu bu yaşa getirip, babanın karşısında atma türkü atması çok farklı bir şey, farklı bir his. Babaya karşılık veriyor atma türkü ile, yani kız ile baba ortasındaki bağı gösterir” dedi.
“ESKİ ŞAİRLER KALMADI”
Atma türkünün unutulmaya yüz tuttuğunu, o nedenle kızına atma türkü ismine bir şeyler öğretmeye çalıştığını lisana getiren Aksoy “Bizim Osman Dayımız var, Osman Efendioğlu, 86 yaşında. Bize çok büyük katkısı vardır. Çok emek verdi bize. Merhum arkadaşım Ahmet Çakar ile bir arada biz Osman Dayı’nın programlarına gittik. Kendimi yetiştirdik. Biraz da yeteneğimiz vardı, Osman Dayı’nın yanında yetiştik. Eski şairler kalmadı, Osman Dayı yaşlandı, Ahmet vefat etti. Bende bu türlü fidanlar yetiştirmeye çalışıyorum. Bu cevherlere, bu türlü yeteneklere sahip çıkmak lazım” ifadelerini kullandı.
“ATMA TÜRKÜ ATMAK SIKINTI LAKİN ÖĞRENİNCE KOLAY”
Babasını atma türkü atarken duyan ve babasına daha sonra eşlik etmeye başlayan Ayşegül Aksoy ise “Okulda müzik söylüyorduk, herkes sırayla söylüyordu. Arkadaşlarım daima müziğe geriden geliyordu. Ben müzik ile ahenk sağladım. Ondan sonra babamı atma türkü atarken duymuştum. Bende babama dedim ki atma türkü atalım, oda bu isteğimi kabul etti ve birlikte atma türkü attık. Kâğıtlara yazdık kurduğumuz türküleri ve sonra daima bu türlü devam ettik. Atma türkü atmak güç fakat öğrenince kolay” diye konuştu.
