Millet İttifakı’nın adayının Kemal Kılıçdaroğlu olarak belirlenmesinin akabinde hain terör örgütü PKK’dan peş peşe açıklamalar gelmeye başladı.
PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin aday çıkarmayarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemesiyle başlayan dayanak bildirilerine birinci terör örgütü elebaşlarından olan Cemil Bayık’tan geldi.
Bayık, “14 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı değil, sistem de değişecektir. Altılı masaya operasyon çekmek istediler fakat Altılı Masa dağılmadı. Muhalefetin güçlendiği belirtilebilir.” dedi.
Hain terör örgütünün elebaşlarından peş peşe dayanak açıklamaları
Bayık’ın tabirlerini daha sonra Duran Kalkan, Bese Hozat ve Sabri Ok’un açıklamaları takip etti.
Açıklamalarında üstü kapalı bir formda Kılıçdaroğlu’na dayanak vereceklerini söyleyen Kalkan, “Böyle bir faşizmi yıkma eğilimleri, tavırları, siyasetleri destekleyeceğiz. Buna nazaran dayanağımız bu taraflıdır. Örgütlenerek dayanak vereceğiz. Tavrımız böyledir yani.” ifadelerini kullandı.
Duran Kalkan’ın akabinde Bese Hozat ve Sabri Ok’tan da Millet İttifakı’nın destekleneceği tarafında tabirler kullanıldı.
“En verimli sonuç ortak listeyle…”
Yaşananların akabinde son olarak hain terör örgütünün elebaşlarından olan Mustafa Karasu da muhalefete dayanak verdi.
Karasu, iktidarın değişmesi için muhalefetin ortak liste yapması gerektiğini tabir etti.
“Bu seçimde en verimli sonucu almaları gerekiyor. Yani ortak liste daha fazla kazandırır diyorlar” diyen Karasu kelamlarını şöyle sürdürdü:
”Türkiye demokratikleşecekse, bu iktidara karşı da çaba verilmesi gerekiyor. Biz bunun uğraşını veriyoruz. Türkiye’nin buna gereksinimi var. Bu açıdan Türkiye hakları açısından da bu iktidarın gitmesi gerekiyor. Bu iktidar Türk halkına layık değil. Türk halkı, bu türlü bir iktidara layık değil hakikaten. Bu iktidarın değişmesi gerekiyor. Bunun aslında kıymetli demokrasi güçleri de görüyor. Bu seçimde en verimli sonucu almaları gerekiyor. Yani ortak liste daha fazla kazandırır diyorlar. Herkes bu türlü söylüyor. Muhalif kanalları dinliyoruz onlar da bu türlü söylüyor yani. Biz de isteriz ki, istiyoruz yani, olması lazım değerli olan daha fazla temsil gerçekleştirmek mecliste. Yoksa bilmem şunlar fazla olmuş, şunlar az olmuş bu türlü yaklaşım olamaz yani. Değerli olan en fazla olmalı, meclise de en fazla temsili sağlayacak tekniği sahiden uygulamak gerekiyor. Herkes söylüyor bu seçim hiçbir seçime benzemez. Bu seçim o seçim değil. Bu türlü deniyor. O vakit hakikaten daha mantıklı bir yaklaşımla, tavırla diyelim en fazla seçilecek usulü bulmak gerekiyor. Nitekim en güçlü nasıl çıkacaklarsa zira kendileri söylüyor, anlatıyorlar işte mecliste de sayının çok olmasının kıymeti var. Hatta deniyor ikinci cinse kalırsa daha da kıymetli hale gelecek deniyor. O vakit herkesin buna nazaran daha sağduyulu yaklaşması gerekiyor.”
“Sadece bu sarsıntının bu iktidarı götürmesi gerekiyor”
Öte yandan Karasu daha sonra Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin akabinde masanın gücünün daha da arttığını savunarak şunları söyledi:
“Böyle bir hükümetin çabucak yıkılması gerekirken, bir daha halkın karşısına çıkmaması gerekirken ya artık halkın karşısına çıkıyor. Bilmem konutlara yapacağım. Bu istikametiyle sahiden muhalefetin, muhalif güçlerin hesap sorması gerekiyor. Yalnızca bu sarsıntının bu iktidarı götürmesi gerekiyor. Nasıl oluyor yani? Türkiye insanı bu kadar anlamaz mı? Bunları görmeyecek kadar gözü kör mü?”
“Mücadelenin en geniş yelpazede götürülmesi gerekiyor”
Mustafa Karasu ayrıyeten seçimlerde ortak hareket edilmesi gerektiğini de kelamlarına ekleyerek şu tabirleri kullandı:
“Bu seçim değerli tabi. İttifaka karşı çabayı söz ediyor. İttifak iktidarı varsa bir ülkede, orada uğraş en geniş yelpazede olur. İttifaka karşı gayrette ‘şunun yanlışsız bu türlü, bunun doğrusu bu türlü, bunun fikri böyle’ denmez yani. Bu istikametiyle en geniş yelpazede alışılmış ki çabanı götürülmesi gerekiyor. Bunu natürel ki emek ve özgürlük hareketi için söylemiyorum. Emek ve özgürlük hareketi zati bir ortada olması gereken, her vakit ortak davranılması gereken güçlerdir. Çok farklı kesitler ortak hareket diyor. Ya da ortak paylaşım içinde ortak tavır içinde derken bu gerçeği görmek gerekiyor.”
