Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan, Sivasta gerçekleştirdiği konuşmada, Türkiye’nin savunma sanayiinde büyük yol kattetiğini vurgulayarak, “Bugüne kadar ABD ile masada otururken, artık Rusya’yla oturuyoruz, tahminen yarın Çin ile de oturacağız” dedi.
“BİRİLERİNİN NÜKLEER FÜZESİ YOK, BİZDE NİÇİN OLMASIN”
İtalyanlarla birlikte ATAK helikopterlerini yaptıklarını anlatan Erdoğan şöyle devam etti:
“Türkiye’de bunu üretiyoruz. Şu anda Silahlı Kuvvetlerimizin ATAK helikopterlerimizden ne kadar gururla bahsettiklerini ben biliyorum. Savunma Bakanımız da burada. Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var. Bir tane, iki tane değil. Lakin benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın, ben bunu kabul etmiyorum. Şu anda dünyada gelişmiş ülkeler içerisinde neredeyse nükleer başlıklı füzesi olmayan ülke yok. Hepsinde var. Hatta isim vermeyeceğim bir tanesi şu anda Cumhurbaşkanı değil, ziyarete gittiğimde, bana dedi ki, benim elimde 750 kadar nükleer başlık var. Lakin Rusya’nın ABD’nin elinde 12, 15 bin füze var diyor, ‘ben de yapacağım’ diyor. Hale bakın. Onlar nerede, neyin yarışını yapıyor fakat bize de ne diyorlar sakın ha sen yapma. Bir de yanı başımızda İsrail var. Tüm her şeyiyle onunla korkutuyor. Biz şu anda çalışmamızı yürütüyoruz.”
“TRUMP’A ‘SİZDEN DE PATRİOT ALALIM’ DEDİM”
“Bir S-400 olayı oldu. Kıyamet kopardılar. Almayacaksın dediler. Niçin almayacağız. S-400 nedir? Savunma sistemi. Taarruz değil. Yani bize savunma sistemini bile almayı engelliyorlar. Aldık. İnşallah Nisan’da büsbütün bitiyor. Ben Sayın Trump’a şunu da söyledim. ‘Sende bize Patriot’u ver, senden de Patriot alalım’ dedim. ‘Doğru mu söylüyorsun’ dedi, ‘evet’ dedim hakikat söylüyorum. Ancak ‘şartlar tıpkı olacak’ dedim. Rusya ile hangi kurallarda aldıysak senle de birebir kurallarda olursa alırız. Artık 5 gün önceydi telefon görüşmemiz, Birleşmiş Milletler’de tekrar bir ortaya geleceğiz ve bu bahisleri tekrar görüşeceğiz. Zira alternatifiniz olmadığı vakit belinizi kırarlar. Bu işin lamı cimi yok. Onun için çok çalışacağız. Hem mali noktada güçlü olacağız, hem de bütün bu alt yapıları oluşturacağız.”
