Erzurum’un Yakutiye ilçesine bağlı Gürcükapı semtinde yaşayan 62 yaşındaki Sıddık Kurt yıllardır Türkiye’nin bütün kentlerini gezdiği sırada aldığı sıra dışı eşyaları konutunda biriktiriyor. Yaptığı üç boyutlu fotoğrafları satarak Türkiye’yi gezen Kurt, elinde onlarca koleksiyon barındırıyor. 41 ülkenin ise eski paralarını biriktiren gezgin, gezdiği kentlerdeki farklı ilçe isimlerini bir bir not alarak meskeninin duvarlarına asıyor.
25 yıldır biriktirdiği gazete kupürlerindeki değerli olayları saklayan ‘Filozof’ lakaplı Kurt, kentlerde gördüğü sıra dışı olayları ise fotoğraflayarak konutunun salonunda bulunan duvara asıyor. Türkiye’de gitmedik kent bırakmayan Kurt, yaptığı üç boyutlu fotoğrafların siparişlerine ise yetişemiyor.
İlkokulu tamamladıktan sonra ortaokul ve liseyi dışarıdan bitiren Sıddık Kurt, okuduğu yüzlerce kitap ve çalışmalarından ötürü kendisini filozof olarak görüyor. Kurt, ayrıyeten kendisinin Türkiye’deki en seçkin 20 filozoftan birisi olduğunu da tez ediyor.
“TÜRKİYE’DEKİ EN PAHALI FİLOZOFLARDAN BİRİSİYİM”
Sıra dışı çalışmalarından ötürü kendisini Türkiye’nin kıymetli filozoflarından birisi olarak gördüğünü söz eden Sıddık Kurt, “Kendimi Erzurum’un filozofu ve Türkiye’deki 20 düşünür ortasında ki bedelli filozoflardan birisi olarak görüyorum. Bana ‘Sağır Ama’ lakabı taktılar. Sıra dışı çalışmalar yapıyorum. İlkokulu sıkıntı bitirdim lakin ortaokul ve liseyi dışarıdan okudum. Bu farklı çalışmalarımı hem kendi istikbalim için hem de sıra dışılık olsun diye yapıyorum. 25 yıldır Türkiye’yi geziyorum. Birinci olarak İstanbul’dan başladım ve sonra Anadolu’yu gezdim. Üç boyutlu fotoğrafla uğraşıyorum. Sipariş alıp onları müşterilerime gönderiyorum. Türkiye’yi gezdiğimde farklı ve enteresan olan hoşlukları gördükçe bunları hem fotoğraflıyorum hem de çalışmalarım için not alıyorum” dedi.
CEBİMDE KİTAP OLMADAN GEZEMİYORUM
Okumayı çok sevdiğini belirten Kurt, “Ben ağır olarak ders çalışıyorum, kitaplar okuyorum. Bu çalışmalarımı gören kimileri bana ‘Profesör’ kimileri ‘Sağır Ama’ dediler. Anladım ki ben cebimde kitap olmadan gezemiyorum. Kitap okumayı ve yazmayı çok seviyorum lakin okumayı ve öğrenmeyi daha çok seviyorum. İnsanlara ne yapabilirim diye kesinlikle cebimde bir şeyler taşıyorum. Tahminen büyüklerimize bir şey anlatamıyorum lakin çocuklara anlatıyorum” sözlerini kullandı.
Kurt’un en büyük hayali ise meskeninde bulunan eşyaları bir tırın içerisine yerleştirip gezdiği kentlerde sergilemek.
